13 Aralık 2007 Perşembe

baskasi carpar

Kadın doktora gittikten sonra eve gelir ve kocasına müjdeyi verir:
- Hamileyim!
Adam şaşkınlık içerisinde:
- İmkansız!.. Ben hep dikkat ederim...

Adam emin olmak için doktoru ziyaret eder:
- Anlayamıyorum doktor, dikkat etmiştim.

- Bakın bayım... Bu araba kullanırken dikkat etmeye benzer. Siz dikkat edersiniz ama başkası gelip çarpar!..

sekiz nolu kutu

Bir Doktor muayenesinin önüne kocaman bir pankart asmış,pankartta "her türlü hastalık tedavi edilir,edersem ücret 100 dolar edemezsem 1000 dolar iade" diye.Yoldan geçen Dursun pankartı okur:
- Bak manyak doktora 1000 dolar iade edecekmiş,şuna bir hastalık yaratayımda tedavi edemesin 1000 dolarını alayım diye dalmış içeri;
— Doktor demiş:
— Ben tat alma duygumu kaybettim yediğim hiç bir şeyden tat alamıyorum,
Doktor:
— Basit, hemşire hastanın gözlerini bağla, bir kaşık ve 8 numaralı kutuyu getirir misin?
Gözleri bağlanmış bir kaşık 8 numaralı kutudan hastanın ağzına verilmiş Dursuna:
— Çiğne
Dursun çiğner çiğnemez ayağa fırlamış
— Ulan demiş
— B.k bu doktor tabiki b.k.
— Bak tat alabiliyorsun tedavi tamam demiş ve 100 doları almış neyse ertesi gün Dursun tekrar gitmiş doktora
— Doktor demiş:
— Ben hafızamı kaybettim hiç bir şey hatırlamıyorum.
Doktor demiş ki:
— Kolay oturun hemşire hanım 8 numaralı kutuyu getirir misin?
Dursun ayağa fırlamış
— Hayır demiş
— İstemem
Doktor sormuş:
— Niye yaa demiş
— Onun içinde b.k var
Doktor:
— Bak hafızanız yerine geldi hatırladınız verin 100 dolar gitti 200 dolar. Dursun kızarak çıkmış:
— Ulan demiş
— O 1000 dolarını almazsam senin.. ertesi gün tekrar doktora; girmiş içeri:
— Doktor bey demiş
— Benim bir derdim var
— eee demiş doktor
— Nedir?
— Erkeklik organımda hiç bir hareket yok hiç bir şey yapamıyorum.
Doktor:
— Kolay, hemşire hanım getirir misin 8 numaralı kutuyu?
Dursun yine ayağa fırlamış
— Ulan demiş s...im senin 8 numaralı kutunu da hemşireni de ha demiş
Doktor demişki
— Bak onuda tedavi ettik bak maşallah 8 numaralı kutuyuda hemşireyide halledebiliyorsun ver bakalım 100 dolar daha.........

motor

Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:
- "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"

10,9,8

Adamın biri doktora gitmiş. Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
- Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?
Doktor cevaplamış:
- 10
Bizimki de :
- Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?
Doktor:
- 9, 8, 7, 6....

Angarya

Bir gün profesörlerin aklına rahatsız edici bir soru takılmış.
Esleriyle olan cinsel hayatları acaba bir zevk mi yoksa angarya mi?

Düşünmüşler aralarında tartışmışlar ve bir sonuca varamamışlar .
İçlerinden biri docentlere danışalım bakalım onlar ne düşünüyor bu konuda
demiş Gitmişler sormuşlar. Docentler düşünmüş ve "siz
bilirsiniz hocam" demişler proflara. Proflar için bu soru karin ağrısı olmuş.
Gidip yardımcı doçentlere başvurmuşlar, onlar da bir süre
düşünüp "siz daha iyi bilirsiniz" hocam demişler. Proflar bir cevap
bulamamanın sıkıntısı içinde bir de asistanlara soralım demişler.
Neyse sıkıla sıkıla sormuşlar. Sizce bizim eşlerimizle olan cinsel
hayatımız bir zevk midir yoksa angarya mi?
Asistanlar hep bir ağızdan 'ZEVK' diye bağırmışlar. Proflar
şaşırmış bu çabuk ve net cevaba. Merak etmişler,'Neden bu kadar emin ve çabuk cevap verebildiniz?' diye sormuşlar.
Neden bu kadar emin ve çabuk cevap verebildiniz?
Asistanlar cevap vermiş: 'Angarya olsaydı bize yaptırırdınız'

Bebek

Fıstık gibi bir sarışın kucağında bir bebek ile eczaneye girip;
"-Bebeği tartmak istiyorum." deyince eczacı;
"-Efendim bebek tartımız bozuk. Onun için anneler bebeklerini kucaklarına alıp büyük tartısına çıkıyorlar. Sonra ben bebeği kucağıma alıp anneyi bir daha tartıyorum. Aradaki farktan da bebeğin ağırlığını buluyoruz." demiş.
Kadın ;
"-Hay aksi şeytan !" deyip kapıya doğru yürüyünce eczacı;
"-Ne oldu efendim?" diye sormuş,
Sarışın;
"-Ben bu bebeğin annesi değilim ki, teyzesiyim.Gidip bebeğin annesini getireyim bari..."

yaptin mi

Adamcağız her gece yatağını ıslatır hale gelmiş.Yatmadan önce her türlü önlemi alıp çişini de yapıyor, ama gece yine yatağını ıslatıyormuş.Sonunda canına tak etmiş ve soluğu psikologda almış.
Doktor hastasını önce telkin ederek uzanıp rahat etmesini sağlamış ve terapisine başlamış;
- Eveeet... şimdi anlatın bakalım.Her gece yatağınızı nasıl ıslatıyorsunuz?
- Valla doktorcuğum, yatmadan önce çişimi yapıyorum ve yatağa yatıp uyuyorum.
- Ee? gayet güzel devam edin.
- Uyuduktan bir süre sonra rüya görmeye başlıyorum.
- Peki nasıl bir rüya görüyorsunuz?
- Rüyamda yeşil, küçücük bir adam geliyor ve bana ;"-Çişini yaptın mı?"diye soruyor.
Ben de; "-Hayır yapmadım." deyince ;"-Hadi bakalım, öyleyse şimdi yap!" diyor, ben de yapıyorum.
- Hımmm... Tamam anlaşıldı. Şimdi evinize gidin. Bu gece yine çişinizi yapıp yatın. O yeşil küçük adam gelip size "-Çişini yaptın mı?" diye sorarsa siz de "-Evet! Yaptım!." diye yanıtlayın ve yatağınızı ıslatmaktan kurtulun.

Bu reçeteyi alan hastamız eve gider.Yatma vakti gelince çişini yapar ve yatağa yatar.Kısa bir süre sonra uyuyup rüya görmeye başlar ve yeşil küçük adam gelir, bizimkine sorar;
- Çişini yaptın mı ?
- Evet! Yaptım!
- Ya büyüğünü?
- I-ıh yapmadım.
- Hadi bakalım,öyleyse şimdi yap...

ya ne yapacaktim

Adamın biri bağırsaklarında duyduğu rahatsızlıktan dolayı doktora gitmiş. Şikâyetini uzun uzun anlatan adam doktor tarafından iyice bir muayene edilmiş. Kontrolden sonra doktor durumu şöyle bir değerlendirip hastasına bir fitil yazmış ve 1 hafta sonra tekrar gelmesini istemiş.
Bir hafta sonra adam durumunda hiçbir düzelme olmadan gelmiş. Doktor duruma biraz şaşırıp daha güçlü bir fitil yazarak adamı yollamış.
Bir hafta ara ve adam tekrar aynı sorunla gelmiş. Doktor en kuvvetli fitillerden birini yazıp adamı evine yollamış.
10 gün sonra adam sinirli bir şekilde hastaneye gelip doktorun önüne ilaç kutusunu atıp:
-Verdiğin ilaçlar bi boka yaramıyor... diye çıkışmış
Doktor sonunda dayanamayıp sormuş:
-Kardeşim ne yapıyorsun sen yutuyomusun bunu yahu!
Adam yanıtlamış:
-Ne yapacaktım ya, gö..me mi sokacam ilacı!

Bas agrisi

Joe, yatak kariyeri başarılarla dolu bir insandır. Ancak yaşlandıkça bu meziyeti inanılmaz bir baş ağrısı yüzünden durmuştur. Sağlığı ve aşk hayatı, çekilmez bir hal aldığında tıbbı bir yardıma ihtiyacı olduğunu fark eder.
Kapı kapı, doktor doktor gezdikten sonra problemini çözebilecek bir uzman hekim bulur kendine;
"- Size bir iyi, bir de kötü bir haberim var." der doktor.
"- Doktor, önce iyi haberi duymak istiyorum."
"- Sizi baş ağrınızdan kurtarabilirim."
"- Peki, kötü haber nedir doktor bey?"
"- Çok nadir görülen bir durumdur. Söylemesi zor ama hadım edilmeniz gerekiyor. Cinsel organınız, omurganızın alt kısmına baskı yapıyor ve bu baskı sizde dayanılmaz bir baş ağrısı yaratıyor. Bu baskıdan kurtulmanın tek yolu erkeklik organınızı almak."
Joe bu haber karşısında şok olur ve morali çok bozulur. Kendi kendine sorar;
" - Ne yapsam acaba. Erkeklik organım alınırsa ben nasıl yaşarım. Kimin için yaşarım. El içine nasıl çıkarım!"
Cevap vermek için fazla düşünmez ve başka bir şansı olmadığı için bıçak altına yatmaya karar verir.
Hastaneden taburcu olduğunda;
" - Oh be! Dünya varmış. Kurtuldum şu lanet ağrıdan" diye derin bir nefes alır, ancak üstünde önemli bir parçasının eksik olduğunu hisseder. Caddede yürürken farklı bir kişi olduğunu sezinler. Yeni bir başlangıç yapmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verir. Bir erkek giyim mağazasının önünden geçerken vitrinde duran bir takım elbiseye takılır gözleri.
" - İşte tam aradığım takım elbise!" der ve dükkâna girer.
Tezgâhtara;
" - Yeni bir takım elbise istiyorum" der.
Tezgahtar Joe''yu söyle tepeden tırnağa bir süzer ve;
" - Bir bakalım. 44 beden!" der.
Joe gülerek;
" - Kesinlikle doğru, nerden anladınız?"
" - Bu benim işim."
Joe takım elbiseyi dener. Üstüne cuk diye oturur. Joe aynada kendisine hayran hayran bakarken, tezgâhtar sorar;
" - Yeni bir gömlek de ister misiniz?"
Joe bir kaç saniye düşündükten sonra;
" - Elbette" der.
Tezgâhtar Joe''ya şöyle bir bakar;
" - Kol numarası 34 ve 16 numara yarım yaka."
Joe şaşırır;
" - Kesinlikle doğru nerden anladınız?"
" - Bu benim işim!"
Joe gömleği giydi. Evet, gömlek süper olmuştur. Yakasını aynada düzeltirken tezgâhtar sorar;
" - Yeni ayakkabıya ne dersiniz?"
" - Evet lütfen. Bir de ayakkabılarınıza bakayım"
Tezgâhtar Joe''nun ayaklarına bakarak;
" - Evet...9-1/2... E."
Joe iyiden iyiye afallar;
" - İnanamıyorum bir bakışta kaç numara ayakkabı giydiğimi nasıl anladınız? Vallahi bravo!"
Tezgâhtar;
" - Efendim. Bu benim işim."
Joe ayakkabıları da giyer. Gerçekten de ayakkabılar cillop gibi oturur ayaklarına. Şöyle dükkân içerisinde bir tur atarken tezgâhtar sorar;
" - Beyefendi vallahi jilet gibi oldunuz! Size bir tane de şapka veriyim ben!"
Joe aynaya bakarak;
" - Heyt ulan be façayı o biçim düzdüm." diye içinden geçirir ve " - Evet bir de şapka bakayım kendime!" der tezgâhtara.
Tezgâhtar Joe''nun kafasına bakarak;
" - Eveeeeet...7-5/8."
Joe dumur üstüne dumur yaşamış bir şekilde tezgâhtara;
" - Evet..doğru..nerden bildiniz?" diye sorar.
Tezgâhtar iyiden iyiye havaya girmiş bir şekilde;
" - Bu benim işim efendim" der.
Şapka da süper oturmuştur kafasına.
" - Vayyy beee, ulan ben neymişim beee. Ulan ben var ya ben..." diye düşünürken tezgâhtar yine sorar;
" - Size bir tane de don verelim efendim."
Joe bir kaç saniye düşünür ve;
" - Tamam! Hemen bana en fiyakalı donlarınızdan getirin!" der.
Tezgahtar geri adim atarak "Eveeeeet..36 beden!" der.
Joe gülerek;
" - İlk defa yanıldınız. Ben 18 yaşımdan beri 34 beden giyiyorum!" der.
Tezgâhtar kafasını sallayarak;
" - Hayır..size 34 olmaz. Erkeklik organınızı sıkıştırır ve omurganıza basınç yapar, bu da dayanılması güç bir baş ağrısı çekmenize sebep olur!..."

Patlat bogulsun

Kadınla kocası plaja giderler. Kadın orada arkadaşlarının doktor doktor diye seslendiği yakışıklı bir gence kafayı takar.
Ne yapayımda ben bu doktorla yatayım diye plan kurmaya başlar.
denizde yüzerken kocacım kocacım yetiş diye seslenir, kocası gelir ne oldu diye sorunca da yüzerken ..ıma bir yengeç girdi ne yapacağım diye sızlanmaya başlar, kocası nasıl olur falan derken kadın bak şu genç doktormuş sor bakalım nasıl çıkaracağız der, adam doktora utana sıkıla yanaşır durumu anlatır, doktor şu odada bir bakalım bir şeyler yapabilecek miyiz diye adamla kadını bir odaya alır kadını yatırır, muayene eder herhangi bir şey göremez, adama derki ilaçlık bir durum yok ama eşinle cinsel ilişkiye gir eğer yengeç seninkinin kafasını tutarsa hızla dışarıya çıkarırsın yengeçte çıkar, adam ürperir aman doktor der ben nasıl yapacağım ben korkarım siz doktorsunuz siz yapın der, doktor çaresiz mayosunu indirir kadın zevkten dört köşe kadına organını sokar eğer tutarsa tuttu deyin diye tembihler.kadın tuttu tuttu diye seslenir doktor tam çıkaracak kadın bıraktı bıraktı, doktor tekrar hamle kadın tuttu tuttu tam çekecek bıraktı hareketler hızlanmaya başlamış, tuttu bıraktı bakmış adam iş ciddi
şakayla karışık karısı gidiyor dayanamamış bağırmış ‘’doktor patlat ..ına koduğum yengeci boğulsun ölsün ....’’

Doktor ve yasli adam

Adam 80 yaşına merdiven dayamış durumda doktora gider. Doktor muayenesini yaparken bu arada sorar
- Nasılsınız.Hayatınızdan memnun musunuz?
adam
-"Ah doktor bilemezsiniz o kadar mutluyum ki. 20 yaşında bi karım var ve benden 3 aylık hamile."
doktor çok şaşırır ve böyle bi durumu aklı almaz. Adama dönüp derki.
-"size bir hikaye anlatacağım. Adamın biri geyik avına çıkmayı çok seviyormuş." Her gün tüfeğini alır ava gidermiş. Yine bir sabah kalkar ava gitmek için hazırlanır.Yalnız yanlışlıkla tüfeğini alacağına şemsiyesini alır.
Neyse bu adam ormanda ilerlerken aniden önüne bir geyik çıkar. Adam şemsiyesini doğrultur nişanını alır güm geyik yerde. Yaşlı adam tam bu arada
- "Hayır kesinlikle başka biri vurmuş olmalı."
doktorda
-Evet kesinlikle:))

Hastami Olsun

Bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabaya doktora getirir hastayı
Köylüler. Koca devletin koca doktoruna. Doktor hastaya fitil verir ve
Köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler
Köylülere. Köylüler tabi 'tamam dohtor bey' diyip köye giderler. Köydeki
Herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir
Bilemez. Bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. Hastanın
Durumu da gitgide kötüleşmektedir. Bunun üzerine köylü, doktora, koca
Devletin koca doktoruna telefon etmeye karar verir ama kimse buna
Yanaşmaz. Ne cüret di mi doktoru arayacak bir köylü.
neyse durumun vahameti üzerine muhtar aramayı kabul eder. Bütün
Köylü toplanır santrale, muhtar arar, "biz ne yapacağımızı
Bilemedik dohtor bey"
Falan der ıste. Karsıdan doktor bir şeyler söyler. Muhtar döner
Arkasına: "makattan verin dedi dohtor" der.
Yine tüm köye sorarlar, komsu köylere birilerini
Yollayıp sordururlar falan, ama makat ne bilen yoktur yine.
Hasta ise gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyor baya.
İhtiyar meclisi toplanır. Son çare, doktorun bir kez daha
Aranmasına karar verilir. Yine kimse aramak istemez doktoru. Nihayetinde
Yine biri kandırılır, telefonun basına geçer, ama bı yandan
Söylenmektedir:
"çok kızacak dohtor çok!!!" diye.
Sonunda telefonu açar, durumu anlatır, doktor bir şeyler söyler
Yine. Telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
"çok kızacak demiştim; götüne sokun dedi"

Azcuk

Doğu Anadolu bölgemizde yeni bir hastane açılmış. Bir kadın ve kocası beraber hastahaneye gitmişler kadın doktora muayene olmak için içeri girmiş. Doktorda doğal olarak sırtını açtırıp elindeki o klasik aletle kadını muayene etmiş ve bir kaç yerine daha aletle dokunarak muayeneyi bitirince kadına sormuş sevk aldınmı diye. Kadında utana yoksıkıla AZCUK demiş:))